ALGILAR VE OLGULAR

FARKLI BAKIŞ AÇISI

ALGILAR VE OLGULAR Olgu, salt gerçeklik, gerçeğin katışıksız halidir, deneysel gerçekliktir. Algı ise gerçekliğin başkalaştırılmış, giydirilmiş halidir. Olgu, gerçekte olan, algı ise olması istenendir. Olgu ırmağın doğal hali ise algı suyun önüne bent yaparak yatağının ve yönünün değiştirilmiş halidir. Olguda fıtrat bozulmamış; algıda ise en iyimser ifade ile değişmece, daha da önemlisi manipülasyon söz konusudur. Hayatı yönlendiren olgular mıdır yoksa algılar mıdır? Elcevap çoğunlukla algılardır. Çünkü algılar ve olgular arasında geçirgenlik vardır. Dünün olgusu bugünün algısına dönüşebilmektedir. Tıpkı gökyüzünde gördüğümüz göz alıcı bazı yıldızların gerçekte binlerce yıl önce sönüp gitmiş olması gibi. Yıldızın varlığı dün olguyken bugün algıdır. Gelelim algılar ve olguların eğitime ve tercihlere yansımasına. İşin algı kısmı bazı okullar isimleri ve vasıfları nedeniyle iyi ve başarılıdır; bazı okullar kategorik olarak kötü ve başarısızdır. Bu tam da içine sürüklendiğimiz kısırdöngünün tezahürüdür. Oysa bu duruma olgusal olarak baktığımızda mutlak iyi ya da mutlak kötü yoktur hayatta. İyiyi iyi yapan kötüyü de kötü yapan rasyonel kriterler ve ölçütler olmalıdır aklıselimle yaklaştığımızda. Örneğin bir okulu değerlendirirken anakronist bir yaklaşımla bakıp dünün kriterlerleriyle baktığımızda çok büyük bir yanlışlar sarmalının içine sürükleniriz. "Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz." Demiş atalarımız. Bir okulu iyi yapan öğretim kadrosu, fiziki şartlar ve en önemlisi de öğrenci profilidir. Bu gözle bakıldığında okulumuz tam da bu iyi ktiterlerini sağlayan ve biricik olmaya namzet bir okuldur. Lgs'den 500 tam puan alan öğrecilerimizden başlayarak 100,00 diploma notu olan öğrencilerimizi ve bizimle birlikte yol yürümeye gönüllü tüm öğrencilerimizi okulumuza davet ediyoruz. Hepsini en iyi şekilde yetiştirecek cesaretimiz, tecrübemiz ve idealist kadromuz vardır. 2×2'nin de, 2+2'nin de 3+1'in de dört ettiğini unutmamak gerekir. Lise amaç değil amaca ulaştıracak bir araçtır ve bu araçlar fazlasıyla bizim elimizde var. Velhasıl kelam Mevlana der ki:" Düne ait ne varsa dünle beraber gitti cancağızım, bugün yeni bir şey söylemek lazım."